Gaziantep dendiğinde akla genellikle gastronomi, sanayi ve tarihle harmanlanmış bir şehir profili gelir. Ancak şehrin çeperlerinde sessizce varlığını sürdüren, yıkılmakla ayakta kalmak arasında gidip gelen terk edilmiş yapılar... Bu binalar, kimileri için birer “çöküntü alanı” iken, bazı sanatçılar için potansiyel üretim alanları olabilir mi?

Unutulmuş Mekanların Hafızası

Terk edilmiş binalar sadece boş duvarlardan ibaret değildir. Onlar aynı zamanda bir zamanların yaşam izlerini, geçip giden yılların sessiz tanıklığını taşırlar. Her çatlak, her dökülen boya katmanı, her paslı kapı bir hikâye anlatır. İşte bu anlatılar, yaratıcı insanlar için sonsuz bir ilham kaynağına dönüşebilir.

Gaziantep gibi tarihî katmanları zengin bir şehirde bu tür mekanlar; eski hanlar, kapatılmış fabrikalar, terk edilmiş konaklar ya da yıllardır kullanılmayan okul binaları olabilir. Her biri ayrı bir hafıza, ayrı bir ses taşır.

Gaziantep’te Alternatif Sanat Mekanları Mümkün mü?

Sanat, çoğu zaman “boşlukları” doldurma arayışıdır. Fiziksel boşluklar ise bu sürece farklı bir boyut katar. Terk edilmiş mekânlarda sanat üretmek, hem maddi imkanları kısıtlı olan sanatçılar için bir çözüm hem de kentin görünmeyen yüzünü görünür kılmak açısından toplumsal bir etkiye sahiptir.

Gaziantep’te şu sorular öne çıkıyor:

  • Bu tür mekânlar güvenli mi?

  • Hukuki olarak bu alanlarda üretim yapılabilir mi?

  • Belediyeler ya da özel girişimler böyle alanları sanat üretimi için dönüştürmeye açık mı?

Dünya’dan ve Türkiye’den Örnekler

Berlin'de 2. Dünya Savaşı’ndan kalma yıkık binalar bugün sanat galerilerine ev sahipliği yapıyor. İstanbul’da Bomontiada gibi eski fabrika yapıları kültür-sanat merkezlerine dönüştürüldü. Mardin, Kayseri ve İzmir'de de benzer dönüşüm projeleri başarıyla uygulandı.

Peki Gaziantep neden bu listeye girmesin?

Genç Sanatçılar İçin Alternatif: Geçici Üretim Alanları

Birçok genç sanatçı, atölye kiralama ya da sergi açma masraflarını karşılayamıyor. Terk edilmiş alanların geçici olarak sanat üretimi için kullanılması bu anlamda “kamusal sanata” da zemin hazırlayabilir.

  • Performans sanatı

  • Enstalasyon

  • Fotoğraf ve video işleri

  • Sokak sanatı ve grafiti gibi disiplinler için bu tarz alanlar oldukça uygundur.

Bu Nedenle Bir Çağrı:

Gaziantep’te yerel yönetimler, üniversiteler ya da özel sektör bu tür yapıları tespit edip “geçici sanat alanları” olarak düzenlemeyi gündemine almalı. Bu sadece sanatçılar için değil, şehir belleği için de önemli bir adımdır. Çünkü sanatsal üretim, o alanlara hem yeni bir kimlik kazandırır hem de geçmişle gelecek arasında bir köprü kurar.

Sonuç

Terk edilmiş binalar bazen sadece yıkımın değil, yeni başlangıçların da simgesidir. Gaziantep gibi çok katmanlı bir şehirde, sanatı sokaktan içeri değil; terk edilmiş mekânlardan dışarı çıkarmak, yepyeni bir kültürel dönüşümün anahtarı olabilir.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları



Disqus Yorumları