Şahinbey Milli Mücadele Müzesi
Gaziantep’i Keşfetmeye Başlamak İçin En Doğru Nokta
Burası yalnızca Gaziantep’in Kurtuluş Savaşı’ndaki destansı direnişini anlatan bir müze değil; aynı zamanda şehrin kozmopolit yapısını, kültürel zenginliğini, yaşam biçimini ve savaş sonrası geçirdiği dönüşümü de gözler önüne seren etkileyici bir başlangıç noktası. Gaziantep’i tanımak isteyen herkesin ilk durağı olmalı.
Müze gerçekten özenle hazırlanmış; gezerken hem etkileniyor hem de derin bir hüzün hissediyorsunuz. Kurtuluş Savaşı’nın Batı Cephesi’nde mücadele daha organize yürütüldüğü için Antep adeta istilacılara karşı yalnız bırakılmış. Önce İngilizler gelmiş onların daha ılımlı tutumu nedeniyle şehirde bir süreliğine nispeten sakin bir dönem yaşanmış. Ancak Fransız işgali başladığında Gaziantep halkı büyük acılarla yüzleşmiş. Açlık, hastalık, cephanesizlik içinde halkın kendi kaderini kendi elleriyle yazdığı o sarsıcı direnişin hikayesini yerinde görmek, hissetmek gerekiyor.
Bakırcılar Çarşısı
Gaziantep denince akla gelen ilk yerlerden biri hiç şüphesiz Bakırcılar Çarşısı. Şehrin en ünlü çarşılarından olan bu tarihi alan, adını asırlardır süregelen bakır işçiliğinden alıyor. Zanaat geleneği o kadar köklü ki, bakır ustalığını yalnızca bir meslek değil, tam anlamıyla bir el sanatı olarak görmek mümkün.
Çarşıyı gezerken her köşe başında bakır sahanlar, çaydanlıklar, cezveler ya da fincan takımları işleyen ustalara rastlamak adeta sıradan bir manzara. Dövme seslerinin yankılandığı sokaklarda dolaşırken, bakırın ham halden sanat eserine dönüşümüne şahit olmak insanı geçmişe götürüyor.
Gaziantep’e gelip de hediyelik eşya almak isteyenlerin ilk tercihi de haliyle bakır ürünler oluyor. Özellikle el yapımı bakır ev gereçleri hem kullanışlı hem de dekoratif anlamda oldukça değerli.
Eğer bir sahan almayı düşünürseniz, ürünlerin malzemesine mutlaka dikkat edin. Çünkü bakır ürünlerde kullanılan materyal, ağırlığı ve kalitesi arasında doğrudan bir bağ var. Elinize aldığınızda ağır olan sahanlar, daha sağlıklı ve dayanıklı olan yüksek kaliteli bakırlardan üretilmiş demektir.
Bakırcılar Çarşısı, sadece alışveriş yapacağınız bir yer değil; Gaziantep’in zanaat kültürünü yakından hissedebileceğiniz, tarihle iç içe özel bir deneyim alanı.
Zincirli Bedesten Çarşısı
Tarih boyunca Anadolu şehirlerinde ticaretin kalbi, üstü kapalı ve her iki yanında dükkânlar sıralı olan bedestenlerde atardı. Hanlar gibi korunaklı olan bu çarşılar, esnafın mallarını güvenle sergileyip sattığı önemli ticaret merkezleriydi. Gaziantep de geçmişten günümüze bu geleneksel ticaret kültürünü yaşatan şehirlerden biri.
Bir zamanlar şehirde beş bedesten bulunurken, bugün aktif olarak alışveriş yapılabilen üç tanesi hala ayakta: Zincirli Bedesten, Hüseyin Paşa Bedesteni ve Kemikli Bedesten.
Zincirli Bedesten, 17. yüzyılda Darendeli Hüseyin Paşa tarafından yaptırılmış. O dönemde halk arasında Kara Basamak Bedesteni olarak anılan bu tarihi mekân, bugün de kentin ticaret hayatında önemli bir yer tutuyor.
Bedesten içinde genellikle baharatlar, yöresel hediyelikler ve otantik ürünler satılıyor. Aynı zamanda et ve sebze hali olarak da kullanılması, burayı sadece turistlerin değil, Gazianteplilerin de sıkça ziyaret ettiği bir alışveriş noktası haline getiriyor.
İlginç bir bilgi de şu: Zincirli Bedesten aslında tek katlı olarak inşa edilmişti. Ancak zamanla üzerine bir kat daha eklenip Adliye Binası olarak da hizmet vermiş. Fakat çıkan büyük bir yangın sonucu üst kat tamamen yok olmuş ve yapı bugün gördüğümüz haliyle tarihi bir çarşı olarak tekrar işlev kazanmış.
Gaziantep’te hem alışveriş yapmak hem de tarihle iç içe bir atmosferde dolaşmak isteyen herkesin uğraması gereken yerlerden biri!
Gaziantep’in Simgesi: Gaziantep Kalesi
Şehrin tam kalbinde, yüksekçe bir tepede tüm ihtişamıyla yükselen Gaziantep Kalesi, kentin en dikkat çekici yapılarından biri. Ne zaman inşa edildiği kesin olarak bilinmese de kalenin tarihi oldukça eskilere, Roma döneminekadar uzanıyor. O dönemde kalenin gözlem ve gözetleme amacıyla kullanıldığı biliniyor.
Kale, 1200 metre uzunluğundaki çevresiyle Gaziantep’in tarihine tanıklık eden görkemli bir yapı. Sadece bir tarihi eser değil, aynı zamanda şehrin direniş ve kahramanlık hikâyelerinin de sembolü.
Bugün Gaziantep Kalesi, “Gaziantep Savunması ve Kahramanlık Panoraması Müzesi” olarak ziyaretçilerini ağırlıyor. Müze içerisinde Gaziantep’in kurtuluş mücadelesine dair etkileyici bir 45 dakikalık sunum da bulunuyor.
Bu sunumda, halkın bağımsızlık uğruna verdiği destansı direnişi gözler önüne seren görseller ve anlatımlarla adeta tarihe yolculuk yapıyorsunuz.
Gaziantep’e gelen herkesin hem tarihe tanıklık etmek hem de bu kahramanlık öyküsünü yerinde görmek için mutlaka ziyaret etmesi gereken özel bir nokta!
Naib Hamamı
Belki gezi sırasında hamama girecek kadar vaktiniz olmaz ama Gaziantep’in tarihi atmosferine dair küçük bir notolarak burada dursun:
Naib Hamamı, Gaziantep Kalesi’nin hemen eteklerinde yer alıyor. Öyle ki, ünlü seyyah Evliya Çelebi bile Seyahatnamesi’nde buradan bahsetmiş. 1640 yılında inşa edilen bu tarihi hamam, Gaziantep’te Osmanlı hamam kültürünü hâlâ yaşatan en güzel örneklerden biri.
2007 yılında AB’nin GAP Kültürel Mirasın Korunması ve Yaşatılması Hibe Programı kapsamında restore edilip yeniden hizmete açılmış. Günümüzde her gün açık olan Naib Hamamı, klasik hamam hizmetinin yanı sıra sauna, masaj ve cilt bakımı gibi modern uygulamalarla da misafirlerini ağırlıyor.
Rum Kale
Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Kamışlı Köyü sınırları içinde, Fırat Nehri ve Merzimen Çayı’nın birleştiği noktada yükselen görkemli bir yarımada… Karşınıza çıktığında hayran kalacağınız bir manzara: Rumkale.
Dik kayalıkların üzerine kurulmuş bu tarihi kale, hem Roma hem de Ortaçağ döneminden izler taşıyor. Rumkale, sadece savunma amaçlı bir kale değil, aynı zamanda medeniyetlerin iz bıraktığı kadim bir yerleşim yeri.
Kalenin üzerinde bugün hâlâ kalıntıları görülebilen Aziz Nerses Kilisesi, Barşavma Manastırı, tarihi hendekler, kuyular ve çeşitli yapılar bulunuyor.
Tarihte önemli bir dönemeç ise Roma İmparatorluğu zamanında yaşanmış. Rivayete göre, Hz. İsa’nın havarilerinden biri olan Yohannes, Rumkale’ye yerleşmiş ve burası Hristiyanlığın ilk dönemlerinde önemli bir merkez haline gelmiş. Bu nedenle Rumkale, sadece tarihi ve mimari açıdan değil, Hristiyanlık tarihi açısından da kutsal ve özel bir yere sahip.
Gaziantep’i ziyaret edenlerin tarihi ve doğal güzelliği bir arada bulabileceği, görülmeye değer eşsiz bir rota!
Facebook Yorumları
Disqus Yorumları