Bin Yıllık Taşların Konuştuğu Şehir
Gaziantep’in geçmişi, Hititlerden Roma’ya, Bizans’tan Selçuklu ve Osmanlı’ya kadar uzanıyor. Ancak özellikle Selçuklu ve Osmanlı döneminde inşa edilen yapılar bugün hâlâ ayakta ve aktif şekilde kullanılıyor.
Selçuklu’nun Sade ve Güçlü Mimarisi
Selçuklu dönemi mimarisinde görülen taş işçiliği, sağlam yapı teknikleri ve sade ama görkemli estetik Gaziantep'te kendini hissettiriyor.
Dülük Antik Kenti yakınlarındaki Dülük Baba Türbesi, erken dönem Selçuklu mimarisi örneklerinden biridir.
Ömeriye Camii, Selçukluların cami mimarisi anlayışını taşır; minaresi ve iç avlusu ile dönemin izlerini yansıtır.
Osmanlılar, mimaride estetik ile işlevselliği birleştirmede usta bir milletti. Gaziantep’te bu döneme ait birçok yapı hâlâ yaşamın içindedir:
Almacı Pazarı çevresindeki eski hanlar (Tütün Hanı, Hışvahan), klasik Osmanlı kervansaray anlayışını yansıtır.
Tahmis Kahvesi, 1635 yılında Mevlevihane’ye gelir sağlamak amacıyla inşa edilmiştir ve Osmanlı sivil mimarisinin yaşayan örneklerinden biridir.
Boyacı Camii ve Ahmet Çelebi Camii, tipik Osmanlı camii mimarisi özelliklerini taşır: merkezi kubbe, revaklı avlu ve zarif süslemeler.
Osmanlı döneminde inşa edilen Gaziantep evleri, dar sokaklar ve yüksek avlulu yapılarla dikkat çeker. Kalın taş duvarlar, yazın serin, kışın sıcak tutacak şekilde tasarlanmıştır. Kutnu kumaş perdeler, ahşap tavan süslemeleri ve taş oymacılığı bu evlerde hayat bulur.
Özellikle Bey Mahallesi, bu evlerin restore edilmiş haliyle adeta bir açık hava müzesi gibidir.
Bakırcılar Çarşısı ve Hanlar Bölgesi
Gaziantep’in tarihi ticaret noktalarından biri olan Bakırcılar Çarşısı, hem Selçuklu hem Osmanlı dönemine tanıklık eden taş kemerli dükkânlarıyla dikkat çeker.
Zincirli Bedesten, 18. yüzyıldan kalma ve hâlâ aktif olan Osmanlı çarşı kültürünü yaşatır.
Bey Mahallesi’ndeki Gümrük Hanı, hem mimari hem de ticari miras açısından önemlidir.
Gaziantep, sadece yemek değil, aynı zamanda tarih ve mimari açısından da Türkiye’nin en özel şehirlerinden biri. Selçuklu’nun sağlamlığı ile Osmanlı’nın zarafetini bir arada görmek isteyen herkes, bu kadim şehri adım adım gezmeli. Çünkü her sokak, her taş, geçmişten bugüne bir hikâye anlatıyor.
Facebook Yorumları
Disqus Yorumları