Gaziantep, sadece mutfağıyla değil; aynı zamanda zengin sözlü kültürüyle de Anadolu’nun en köklü şehirlerinden biridir. Yüzyıllardır nesilden nesile aktarılan masallar, efsaneler, destanlar ve halk hikâyeleri; bir zamanlar şehrin sokaklarında, köy odalarında, kadın toplantılarında ve düğünlerde yankılanırdı. Ne var ki modern yaşamın getirdiği değişimlerle birlikte bu anlatılar yavaş yavaş kaybolmaya başladı.
Masal Anlatıcılığı Bir Zamanlar Hayattı
Eskiden Gaziantep’te “masalcı nene” ya da “masalcı dede” olarak bilinen yaşlılar, çocukları başına toplar, “Bir varmış bir yokmuş…” diyerek söze başlarlardı. Bu masalların içinde hem eğitici mesajlar bulunur hem de toplumun değerleri, korkuları, umutları yansıtılırdı. Aynı zamanda kahramanlık hikâyeleri, cinlerle perilerin savaşı, yılan kılığına girmiş büyücüler ya da zekâsıyla köy ağasını alt eden yoksul çocuk gibi karakterler Gaziantep masallarının olmazsa olmazlarındandı.
Anlatı Kültürünün Unsurları
Masalların yanı sıra “ağıt”, “mani”, “bilmece”, “fıkra” ve “ninni” gibi türler de anlatı kültürünün önemli bir parçasını oluşturur. Kadınlar kendi aralarında düzenledikleri “oturak âlemleri”nde hem eğlenir hem de bu kültürü yaşatırlardı. Düğünlerde anlatılan hikâyeler, ağıtlarla karışır; doğumda söylenen ninniler, annenin nesiller boyu öğrendiği ezgilerle söylenirdi.
Neden Unutuluyor?
Televizyon, internet ve dijital medya gibi unsurlar çocukların ilgisini çekerken; sözlü anlatı geleneği geri plana itildi. Aile büyüklerinin masal anlatacak zaman ya da isteği kalmadı. Bu kültürel değişim, sadece Gaziantep’e değil; tüm Anadolu’ya özgü bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Ancak yerel kültürlerde bu değişimin etkisi daha derinden hissediliyor.
Kültürel Mirası Korumak Mümkün mü?
Gaziantep masallarının kitaplaştırılması, dijitalleştirilmesi, tiyatroya ya da animasyona uyarlanması gibi adımlar bu kültürün yaşatılmasına katkı sağlayabilir. Belediyeler ve kültür dernekleri aracılığıyla masal dinletileri, yarışmalar ya da belgesel çalışmaları yapılabilir. Ayrıca okullarda yerel hikâyelere daha fazla yer verilmesi de genç neslin kendi kültürünü tanımasını sağlayabilir.
Gaziantep’in masalları sadece birer hikâye değil; bu toprakların hafızası, duygusu ve sesi. Bu anlatılar unutulursa, geçmişin sesi de susar. Gelin, bu eşsiz mirası birlikte yaşatalım.
Gaziantep’in Unutulmaya Yüz Tutmuş Masallarından ve Anlatılarından Örnekler1. Gül Yüzlü Kız ve Karanlık Orman
Bir zamanlar Antep civarındaki köylerden birinde, güzelliği dillere destan Gül Yüzlü Kız yaşarmış. Ormanda kaybolan babasını bulmak için tek başına karanlık ormana giren kız, burada cinlerle karşılaşır. Cinlerin lideri, kızın cesaretinden etkilenip onu sınar. Gül Yüzlü Kız, zekâsı ve temiz kalbiyle bu sınavları geçer, hem babasını hem de köyünü kurtarır.
2. Kırk Akıllı KızMesajı: Cesaret, akıl ve kalbin temizliği en zor zamanlarda bile yolumuzu aydınlatır.
Gaziantep’te bir zamanlar erkeklerin yönettiği bir köyde, adaletin yerini bulmadığını gören kırk genç kız bir araya gelir. Erkek kılığına girip köy meclisine katılırlar. Zekâları ve adaletli kararlarıyla kısa sürede fark edilirler ve kimlikleri ortaya çıksa da halk onları meclisin başına geçirir.
3. Deli Hoca ile TilkiMesajı: Kadının aklı ve adaletiyle toplum düzeni sağlanabilir.
Köyde "deli" sanılan ama gerçekte çok zeki olan bir hoca, köylüleri yıllarca kandıran kurnaz bir tilkiyi alt eder. Tilki her cuma hocanın yemeğini çalarken, hoca sonunda onu kandırıp yemeğe tuz yerine şeker koyar. Tilki hastalanır ve bir daha asla görünmez.
4. Taş Dede EfsanesiAnlatım Tarzı: Mizahi ve öğretici. Çocuklara zekâyla kötülüğün nasıl alt edileceğini anlatır.
Antep’te yaşlı bir adam, köyün su kaynağını korumak için canını feda eder. Ölümünden sonra yaşadığı evin önünde bir taş belirir. Yağmur duasına çıkıldığında o taşın etrafında dönülür ve dua edilirmiş.
Bu Masallar Neden Değerlidir?Bugün Bile Anlatılan Bir Anı: Bazı köylerde hâlâ “Taş Dede’nin taşı” diye bilinen yerler vardır.
Bu anlatılar sadece hayal gücü değil; aynı zamanda Antep’in geçmişini, ahlaki değerlerini, kadın-erkek rollerini, doğaya bakışını ve toplumsal yapısını gösterir. Bugün artık pek anlatılmasa da, yaşlı kuşaklardan derlenip günümüze taşınabilirler.
Facebook Yorumları
Disqus Yorumları