Şifanın Doğasında ve Hafızasında Saklı Olduğu Yer: Gaziantep
Gaziantep, sadece yemek kültürüyle değil, aynı zamanda geleneksel halk hekimliğiyle de köklü bir geçmişe sahiptir. Yüzyıllar boyunca Anadolu’nun dört bir yanından taşınan bilgiler, Antep’in iklimi, bitki örtüsü ve halk bilgeliğiyle harmanlanarak özgün bir şifa kültürüne dönüşmüştür.
Modern hastanelerin olmadığı dönemlerde, insanlar derdine çareyi doğada, aktar raflarında ve ninelerinin belleğinde arardı.
1. Şifalı Otlar ve Bitkisel Karışımlar
Gaziantep'in dağlarında ve kırsalında yetişen birçok bitki, halk arasında hastalıklara karşı kullanılmıştır.
Zahter (Dağ Kekiği): Soğuk algınlığına, boğaz ağrılarına ve mide rahatsızlıklarına karşı demlenip içilirdi. Aynı zamanda antiseptik özellikleriyle bilinir.
Adaçayı: Antibakteriyel özelliğiyle bilinir, ağız yaraları ve diş eti problemleri için gargara olarak da kullanılır.
Isırgan Otu: İdrar söktürücü ve kansızlığa karşı tercih edilirdi. Kurutulup çay olarak tüketilirdi.
Sumak Suyu: Ateş düşürücü ve mikrop öldürücü olarak içilirdi, çocuklarda kızamık geçirenlere verildiği anlatılır.
2. Kurutmalarla Gelen ŞifaAktar dükkânlarında hâlâ “ninemin tarifidir” diye başlayan karışımlar satılır.
Antep mutfağının temel taşı olan kurutmalar sadece lezzet değil, aynı zamanda şifa kaynağı olarak da görülürdü.
Kurutulmuş patlıcan ve biber: Sindirimi kolaylaştırdığına inanılırdı.
Kuru incir – zeytinyağı karışımı: Kabızlığa karşı en çok başvurulan ev reçetelerindendi.
Kurutulmuş kekik ve nane: Bağışıklığı güçlendirmek, grip ve öksürüğe iyi gelmek için kullanılırdı.
Kurutmalar sadece yiyecek değil; aynı zamanda doğal ilaçtı.
3. Kupalama (Hacamat) ve Klasik Uygulamalar
Kupalama ya da halk arasında bilinen adıyla “hacamat”, Gaziantep’te uzun yıllar boyunca halk arasında uygulanan geleneksel tedavi yöntemlerindendi.
Kupa çekme: Bel, sırt ve baş ağrılarına karşı uygulanan bir yöntemdi. Sırtın belirli noktalarına bardakla vakum uygulanırdı.
Sülük tedavisi: Özellikle diz ve eklem rahatsızlıklarında kullanılırdı. Halk arasında “kanın pisini çeker” denirdi.
Tuz ve sarımsakla ovma: Romatizmal ağrılar için en çok uygulanan yöntemlerden biriydi.
Bugün alternatif tıpta hâlâ yeri olan bu uygulamalar, Antep’in kırsal kesimlerinde varlığını sürdürmeye devam ediyor.
4. İnançla Harmanlanmış Uygulamalar
Gaziantep’in şifa arayışı sadece bitkisel ya da fiziksel yöntemlerle sınırlı kalmazdı; halk arasında inançla harmanlanmış tedavi biçimleri de vardı:
Kurşun dökme: Nazar değdiğine inanılan çocuklara uygulanırdı.
Üzerlik tütsüsü yakmak: Evde kötü enerjiyi kovmak için yapılan geleneksel uygulamalardandı.
41 kere okunan dua suyu: Bazı dualar 41 defa okunarak suya üflenip içilirdi – özellikle korku, uykusuzluk ve “al basması” gibi sorunlara karşı.
Bugün, geleneksel şifa yöntemleri yerini büyük ölçüde modern tıbba bıraksa da, Antep halkının belleğinde bu bilgiler hâlâ canlıdır. Özellikle yaşlılar arasında bu yöntemlere başvuranlar hâlâ görülür. Aktarlar, doğal ürün dükkanları, şifalı bitki çayları satanlar sayesinde bu kültür kısmen de olsa ayakta duruyor.
Gaziantep’in şifa kültürü, sadece hastalıkla mücadele değil; aynı zamanda doğayla uyum içinde yaşamayı öğreten bir gelenektir. Bitkilerle, ellerle, dualarla yapılan bu tedaviler; şehrin kadim hafızasının sessiz tanıklarıdır.
Geçmişi unutmak yerine anlamak ve korumak, sağlığın sadece bedenle değil, kültürle de ilgili olduğunu bize hatırlatır.
Facebook Yorumları
Disqus Yorumları