1. Yakan Top (Yakantop)
Gaziantep’te çocukların en sevdiği oyunlardan biri olan yakantop, iki grup arasında oynanır. Ortada kalan oyuncular, kenardaki rakip grubun attığı toptan kaçmaya çalışır. Topa yakalanan “yanar” ve oyun dışı kalır. Hem eğlenceli hem de bol kahkahalı bir oyundur.
2. Mendil Kapmaca
İki grup çocuk karşı karşıya dizilir. Ortaya bir kişi (çoğunlukla bir abi ya da abla) geçer ve elindeki mendili “başla!” diyerek ortaya bırakır. Her iki taraftan birer kişi koşarak mendili kapmaya çalışır. Mendili alıp geri dönen sayı kazandırır. Antep’te bu oyun bazen “beze kapmaca” olarak da bilinir.
3. Beş Taş (Beştas)
El becerisi ve dikkat isteyen bir oyundur. Beş küçük taş yere serilir. Oyuncu taşlardan birini seçip havaya atarken, yerdeki diğer taşlardan birini almaya çalışır. Zorlaştıkça heyecanı da artar. Genelde kız çocuklarının favori oyunlarındandır.
4. İstop (Topta Durmak)
Bu oyun, topun yere değmeden yakalanmasıyla ilgilidir. Bir oyuncu topu yukarı atarken başka bir oyuncunun adını söyler. Adı söylenen kişi top yere düşmeden yakalamaya çalışır ve “istop!” diyerek herkesi durdurur. Ardından yakaladığı kişiyle top atışı başlar.
5. Saklambaç (Saklanbaç)
Her çocuklukta olduğu gibi Gaziantepli çocukların da vazgeçilmeziydi. Taş duvarların, bahçe ağaçlarının ve dar sokakların arkasına saklanılır; ebe gözlerini kapatıp sayarken herkes yer arardı.
6. Sek Sek (Çizikli)
Kireçle ya da taşla yere çizilen kareler üzerinde zıplanarak oynanır. Oyuncu, taşı doğru kareye atıp sekerek kareleri geçmek zorundadır. Hem denge hem hedefleme ister.
7. Cilli / Cille
Gaziantep’e özgü bir başka geleneksel oyundur. Bilyelerle ya da küçük taşlarla oynanır. Amaç, diğer oyuncuların taşlarına nişan alıp vurmak ve onların taşlarını almaktır. Mahalle arasında çöküp saatlerce oynanırdı. “Cille”nin kendine has kuralları vardı, her mahallenin bile farklı versiyonu olurdu.
8. Uç Uç Böceğim (Tekerlemeli Oyunlar)
Küçük çocukların severek söylediği tekerlemelerle dolu oyunlardan biridir. Ellere böcek konulup "uç uç böceğim, annem sana terlik pabuç alacak" gibi tekerlemelerle oynanır. Hem hayal gücünü hem dili geliştirirdi.
Unutulmasın Diye…
Bu oyunlar sadece eğlence değil, aynı zamanda paylaşmayı, takım olmayı, kurallara uymayı, sabretmeyi ve mücadele etmeyi öğretiyordu. Sokakta oynamanın, birlikte gülmenin, düşüp yeniden kalkmanın değerini bilen bir nesil bu oyunlarla büyüdü.
Bugünün çocukları için belki dijital dünya daha cazip olabilir, ancak bu oyunlar geçmişin sade ama dopdolu dünyasına açılan bir kapı gibi… Gaziantep’in kültürel mirasının bir parçası olan bu oyunları unutmamak, geleceğe taşımak hepimizin görevi.
Facebook Yorumları
Disqus Yorumları